pembe kebelek

Hayata biraz daha pozitif bakmaya ne dersin ? Her zorluğun arkasında güzel bir süpriz vardır. Ders çalışmak, sınavlara girmek, hatta okula gelmek sana da sıkıcı geliyorsa eğlenceli bir şekile dönüştürmeye ne dersin ? Sonuçta herşey isteyince, sevince, eğlenince güzel !
Ders blogger'indan daha fazlası...
:)

21 Aralık 2015 Pazartesi

EDEBİYAT NEDİR ?


Edebiyat, kişinin duygu ve düşüncelerini, kendine özgü bir dil kullanarak, estetik kurallar çerçevesinde, yazılı veya sözlü olarak dile getirmesidir. Edebiyatın da bir yöntemi olduğundan o da bir bilimdir. Edebiyat bir bilimin yapması gereken:-anlama, -yorumlama, -değerlendirme, -benzerleriyle karşılaştırma, -yerleştirme basamaklarını yaptığı için bir bilimdir.
Edebiyat’ın amacı estetik ve güzelliktir.
 Edebiyat’ı edebiyat yapan iki temel özellik vardır:
1) Dil-üslup 
2) Estetik-güzellik. 
Bu özelliklerin ikisi de okuyucuya ve yazara göre değişkendir. Edebiyat duygu ve düşüncelerimizi karşımızdakine anlatabilmek için bir araç niteliğindedir. Edebiyatta içerikten çok o içeriğin nasıl dile getirildiği önemlidir. Edebiyat sanatçıyı, bilimi ve eseri içinde yaşadığı dönemi ve türü içindeki yerini inceler.
Edebi eserin incelenmesi açısından, bir sosyal bilimdir. Diğer sosyal bilimleriyle sürekli iletişim ve etkileşim içindedir.
Edebiyatın diğer sosyal bilimlerden farkı: 
yaratıcı olması, öznel olması ve kurmaca olmasıdır. Edebiyat tarihinin oluşturulması açısından, edebiyat bilimi önemlidir.

Edebiyat’a teşkil eden olaylar:
1)Savaşlar: Toplumu derinden etkilediği gibi, bir toplum ürünü olan edebiyatı da etkilemiştir. Örnek: Kurtuluş Savaşı
2) Göçler ve tabii afetler: Bunlar bölgesel etkilerdir. Halkta derin izler bıraktığı için önemli derecede çok malzeme oluştururlar.
3) Kültürel değişim: Kültür, bir toplumun yaşayış biçimidir. Toplumun yaşam biçimi değişince buna bağlı olarak edebiyat da değişir. Toplumların yaşamlarına yeni şeyler girince kültürleri ve edebiyatı da değişir.
4) Aşk, sevgi: Bunlar bireysel etkilerdir.
5) Doğa: Bu unsur temel teşkil etmez, sadece farklı bakış açıları için ortam oluşturur.

Edebiyat ile diğer bilimler ilişkisi:
1) Sosyoloji: Sosyoloji toplum bilimidir. Toplumda meydana gelen olaylar edebi eserlere yansır. Sosyologlar da bu eserlerden yola çıkarak toplumsal olgulara ulaşabilirler. Tam tersi de olabilir.
2) Tarih: Tarihçiler edebi eserlere bakarak, eserin yazıldığı dönem hakkında bilgi edinebilirler. O dönemdeki yaşam koşullarını bulabilirler.
3) Psikoloji: Edebiyatçıların yazmış olduğu eserlerden psikologlar veya psikiyatrlar psikoanaliz yapabilirler.
4) Coğrafya: Özellikle, yazılan gezi yazılarından coğrafyacılar, o eserdeki yerin coğrafi özelliklerini bulabilirler.

-Edebiyatın ne olduğunu belirlemek için sayısız tanımlar ileri sürülmüştür ama, bunların tümü de, önünde sonunda geçişli-geçişsiz, dışa dönük-içe dönük karşıtlığına indirgenebilir. Kimilerine göre estetik yazının kendi dışında bir amacı yoktur, dolayısıyla da yönetim, politika, gazete vb dilinin, ya da günlük konuşmanın zorunlulukları dışında kalır ve bu özerkliğin sağladığı çok yönlülükle, bir metin olarak, özerk bir yapı olarak, kendi yasaları dışında hiçbir yasa tanımadan kendi kendini oluşturur. Burada hesaba katmak zorunda olduğumuz kavram, gerçekliğin denetimi dışında kalan şeylere yönelik düşsel kavramıdır; ama bu kavram, nesnelliği de beraberinde getirmez, yalnızca yapıtın kendi içindeki karşılıklı bağıntıların varlığını belirler. Ama, düşsel de, sistem de gerçekte ayırt edici özellikler sayılamaz. Örneğin gazetecilik de, politika da, hem düşsel hem sistemlidir. Geçişsizlik de bizi kesin bir yargıya götürmez: bir metin okunduğuna, okunacağına göre. ister istemez okur üstünde etkisi olacaktır, yani okumanın kendisi kendi başına bir etkidir Şunu da unutmayalım ki, bu çözümleme sorunları, çağımızın ortaya çıkardığı sorunlardır: bütün zorluk, toplumsal olarak kurumlaşmış çeşitli söylemleri, çeşitli dilleri değerlendirecek bir karşılaştırma sisteminin yokluğundan kaynaklanır. Aristoteles’in edebiyat kuramı, Platonun mimesis üzerindeki görüşleri, edebiyatın dışında kalan varlıkbilimsel statülerdir. Boleau’nun Art poetique’i yazınsal bir tiplemeden çok sosyal topoloji üzerinde yer alan sınırlı bir topolojidir. Bu bakımdan. Sartre soruna başka bir açıdan bakarak edebiyat nesnesinin konumunu belirlemekte ve üretici etkinliğin koşullarını incelemekte haklıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder