GÖVDEMDEKİ KURT
Sen
benim minare boyunda çam gövdeme, yumuşak beyaz bir kurt gibi girdin, kemirdin! Ben barsaklarında solucan Makdonaldı besleyen İngiliz amelesi gibi taşıyorum seni içimde! Biliyorum kabahat kimde! Ey ruhu lordlar kamarası kadın! Ey uzun entarili tüysüz Puankare! Karşımda: demirleri kıpkızıl bir şimendifer ocağı gibi yanmak senin en basit hünerin; yine en basit hünerin senin buzun üstünde bir paten gibi kıvranmak! Soğuk! Sıcak! Kaltak! dur! Yumuşak beyaz kıvrılışlarınla beynime giriyorsun kemiriyorsun! Oraya giremezsin! Onu kemiremezsin! Yumuşak beyaz kıvrılışlarıyla beynime giren kurdu çürük bir diş çeker gibi söktüm! Epeyce ter döktüm! Bu sonuncuydu bir daha olmayacak! | |
Nazım Hikmet Ran |
CEVİZ AĞACI
Başım köpük köpük bulut, içim dışım deniz, Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda, Budak budak, şerham şerham ihtiyar bir ceviz. Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında. Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda. Yapraklarım suda balık gibi kıvıl kıvıl. Yapraklarım ipek mendil gibi tiril tiril, Koparıver, gözlerinin, gülüm, yaşını sil. Yapraklarım ellerimdir, tam yüz bin elim var. Yüz bin elle dokunurum sana, İstanbul'a. Yapraklarım gözlerimdir, şaşarak bakarım. Yüz bin gözle seyrederim seni, İstanbul'u. Yüz bin yürek gibi çarpar, çarpar yapraklarım. Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda. Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında. | |
Nazım Hikmet Ran |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder